• +90 216 504 25 46
  • info@aksoyincehukuk.com

İşçi Hakkında Düzenlenen Rekabet Yasağı ve Buna Bağlı Cezai Şart

İşçinin işvereni ile iş ilişkisinin sona ermesinden sonra rekabet etmesinin sözleşme ile mutabık kalınması halinde yasaklanması mümkün olabilmektedir. Ancak bu durum, işçinin mesleki gelişim özgürlüğü ile işverenin meslek sırlarının ifşa edilmemesi yönündeki çıkarı arasında tezat oluşturduğundan geçerli olabilmesi bir takım şartlara bağlanmıştır. İşçinin rekabet yasağını tanıdığını kayıt altına aldırdığı irade beyanlarının geçerli sayılabilmesi için: işçinin, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenmesi gerekir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir. Üretim sırları ve işle ilgili bilgiler ise, öğretide sınırlı bir çevre tarafından bilinen, başkaları tarafından kolaylıkla öğrenilmesi mümkün olmayan, saklı kalmasında işverenin haklı menfaatinin olduğu olgular olarak tanımlanmıştır. Üretim teknolojisi, bir makinenin yapısı, özel bir ürünün içeriği, ham madde kaynakları, yatırım planları, müşteri çevresi gibi bilgiler örnek olarak gösterilebilir. Bu noktada önemli olan üretim sırları ve işle ilgili bilgilerin mahrem bilgi ve sır niteliği taşıması ve işçinin bu sırları öğrenme imkânına sahip olması gerekliliğidir. Bu nedenle, herkes tarafından bilinmesi mümkün olan bilgileri haiz, özellikle vasıfsız işçilerle rekabet yasağı sözleşmesi yapılamayacağının altını çizmek gerekir. Rekabet yasağının geçerli olabilmesi için; yer ve işin türü bakımından sınırlandırılma getirilmiş olması gerekmektedir. Sınırlamaların işin ve hatta işçinin niteliğine göre belirlenmesi gerekir. Yargıtay’a göre; Türkiye sınırları içinde rekabet etmeme gibi çok geniş alanlar yönünden öngörülen düzenlemelere geçerlilik tanınmamıştır. Yine, il sınırları ya da belli bir bölge ile sınırlandırma işin niteliğine göre yerinde görülmeyebilir. Yer bakımından yapılacak sınırlamada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, söz konusu sınırlamanın işverenin fiilen yürüttüğü faaliyet alanını aşamamasıdır. Rekabet yasağının işverene ait işlerden hangisi ya da hangileri ile sınırlandırıldığı da net biçimde belirlenmelidir. Özellikle şirketlerin ticaret siciline kayıt sırasında faaliyet alanlarının geniş tutulduğu ülkemizde, işçinin bütün alanlarda çalışmasının sınırlandırılması mümkün olmaz. İşçinin işverene ait işyerinde yapmakta olduğu işle doğrudan ilgili ve işverenin asıl faaliyet alanına giren işler bakımından böyle bir sınırlama getirilmelidir. Özel durum ve koşullar haricinde rekabet yasağı iki yılı aşamayacaktır. Bütün bunlara ek olarak rekabet yasağının geçerliliğine kanaat getirebilmek için işçinin iş sözleşmesinin sona erme şeklinin de ayrıca değerlendirilmesi gerekir. İş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın işveren tarafından feshedilmesi rekabet yasağı sözleşmesini sona erdiren durumlardandır. İş sözleşmesinin işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilmesi durumunda da rekabet yasağı sözleşmesi sona ereceğinden uygulanamayacaktır.

Av. Hazal AKSOY AYVAZ